Hissettiğiniz açlık kimi zaman kan şekerinizin düştüğünü kimi zaman öğün saatlerinizin geldiğini kimi zaman ise ruh halinizi yansıtır.
Duygusal açlık; stres, üzüntü, korku, depresyon hali, aşırı iş yükü gibi durumlarda yeme isteğinin artmasıdır. Duygusal açlıkta birey, açlık ve tokluk halini birbirinden
ayırmada zorluk çekmektedir. Kişiler kendilerini daha iyi hissetmek ve olumsuz duyguları olumlu duygular ile ikame ettirmek için yiyecek arayışına girerler. Bir süre
sonra bu yiyecekler öğün sınırlaması olmadan, sürekli kişinin elinin altında ve duraksız olarak yediği bir hale bürünmektedir. Yemek ile kurulan bu dengesiz ilişkinin
temeli, kişinin kendi duygularının farkında olmamasından kaynaklanmaktadır.
Duygusal açlığın fiziksel açlıktan farklarına gelirsek;
???? Duygusal açlık sırasında kişi doygunluk hissinin farkında değildir ve farkında olmadan yeme işlemini sürdürür. Mideniz birden bire kazınmaya başlar.
???? Fiziksel açlıkta ise kişi genellikle ne yediğinin farkındadır. Yemek yendikten birkaç saat sonra açlık yavaş yavaş ortaya çıkar ve yemek yendikten sonra doygunluk hissine ulaşılır.
???? Duygusal yeme ardından suçluluk hissi uyandırır, fiziksel yeme ise suçluluk hissettirmez.
???? Duygusal açlıkta bir şeyleri çiğneme isteği ön plandadır. Daha çok çikolata, hamur işi gibi yiyecekler tüketilir ve yemek yerken kısa süreli mutluluk oluşur.
????Fiziksel açlık ise her türlü gıda ile giderilebilir. Duygusal açlığın aksine tatlı isteği daha azdır veya yoktur.
Duygusal açlığınızın farkında olun ve sizi bu davranışa çeken şeyin ardında aslında ne olabileceğini düşünün. Asıl problem duygularınızı kontrol edemiyor oluşunuz olabilir.
Kendinize duygularınızı az da olsa yaşamaya izin verip, onlara bağlı kalmadan, geçip gitmelerini sağlamaya çalışın.